Benim güzel dedem
Benim paşa dedem
Benim pehlivan dedem
Benim yakışıklı dedem...

Gittin artık bizden
'Ah benim güzel kızımm' sesini bıraktın kulağımda

Dedem benim
Dünyanın en güzel dedesi
Menemen kralı,

Biz çocukken ağaçlara meyve bağlardın iple de rüyamda gördüm şu ağaçta bu meyve varmış derdin koşa koşa giderdik. Hiç anlamazdık senin bağladığını, her hafta ağaç meyve vermiş zannederdik.

Senin menemenlerin toplardı bizi bir araya. Tarifini hep anlattın da hiç yapamadım senin gibisini

Kırda çadırlar kurar, bahçeye harç dökerdikte bi kere yapmayın demedin. Bir kere azarlamadın bizi bir kere kıyamadın bize. Babam bize bi kere kızmıştı da 2 ay gelmedin evimize bize kızılmasını almadı için

Küçükken bize her geldiğinde 'çekmeceli çikulata' getirir de turşu getirdim derdin. Şifremizdi o bizim. Hep turşu getirdin mi diye sorardıkta hep gazeteye sarılmış turşuları verirdin bize.

'Benim geyimlerimi hazırladınız mı' diye sorardın annemlere her gün, kendine hep iyi bakardın güneş gözlüğünü takıp darıcanın en yakışıklı adamı olurdun.

Bize geldiğinde sana 'meskafe' yapardıkta nasıl iştahla içerdin onu, hastalığında bile sayıkladın meskafe diye...

Her ramazan iftarlarda betülle nilüfer zorla yemek duası okurdu. Sen istiyosun diye sadece ve hep en sonunda sen söylerdin 'el fatiha' diye. Şimdi senin ruhuna 'el fatiha' benim güzel yüzlü dedem.

İçim parçalanıyo
Canım yanıyo
Canım acıyo

Senin güzel kızın, senin şoför torunun, senin avukat kızın, senin doktor torunun, senin pilot kızın hep senin yanında. Seni çok özledik koca yürekli adam! Sen hep mutlu ol hep huzurlu kal.