Millet Olabilmek
Şehitler veriyoruz şu günlerde. Kiminin ulu çınarı, kocası. Kiminin kınalı kuzusu, kiminin babası. Ama hepsinin canı, ciğeri.. Bazılarının ardından minik, meraklı yüzler kalıyor geriye. Anlamıyorlar ne olduğunu. İleride yaşanmak üzere acılar birikiyor o masum kalplerde.
Nasıl günler ki bunlar, kimilerinin yüreği sonsuz bir susuzluk hissederken kayıplarına, ve hiç geçmeyeceğini bile bile,  kimileri düşmüş eğlencenin peşine.. Gezmenin, tozmanın getirdiği sözde fiyakayı nerede nasıl satsam insanlara derdinde. 
Nasıl bir zaman ki bu zaman, bir ülkede 8 şehit verilen bir gün, son 1 ayda onlarca şehit verilen bir zamanda insanlar kahkaha atabilir, hiçbişey olmamış gibi davranabilir, bu kadar duyarsız olabilir. BEN DAHİL. Bizim çok sıradan yaşadığımız şu günlerde bazılarının içi acıyor. İnsanın içi nasıl acır biliyorum. Dedemi kaybettiğimde öyle bir acıdı ki içim. Ölümün genci yaşlısı yok. Yaş insandan değer kaybettirmiyor. Bir insan diğeri için önemliyse, o kişi yaşlandığı için daha az değerli olmuyor hiç. İşte o yüzden bende dedeme 20 yaşında bi delikanlıymışçasına üzüldüm. O zaman canım yandı benimde. Şimdi bu acıyı yaşıyor insanlar ve biz en ufak birşey yapmıyoruz bunun için. Kılımız kıpırdamıyor haberleri izleyip vah vah tüh tüh demekten başka. 
Millet ne demek? Vatan ne demek? Bizce mi ne demek? Yoksa literatürde mi nasıl geçiyor? Literatürde şöyle geçiyor millet. Aynı tarihi, kültürü, vatanı paylaşan, aynı topraklar üstünde yaşayan insan toğluluğu. Bu insan topluluğu acıyı paylaşmıyor mu? O kültürde cenaze evinde okumalar yaptırmak yok mu? O kültürde cenazeye mevlütler okutmak, ölünün ardından dua etmek yok mu? O kültürün içinde paylaşmak, ama sadece ne yiyip ne içtiğini değil, nereye gittiğini neler giydiğini değil, nereyi gezdiğini değil, acılarını paylaşmak yok mu? Ben Türk'üm. Türk kültürüyle büyüdüm ve atalarım bana sosyal medya kültürü bırakmadı. Bana insanlık bıraktı. Bana yardımlaşmayı bıraktı. Bana acıyı, hüznü paylaşmayı bıraktı. Şimdi ne bu her şehit haberinin ardından bi tane check in patlatmak. Ne bu her acılı anne feryadından sonra şahane bir tatlı resmi paylaşmak. Millet olmak bu mu? Literatüre göre değil, fakat öyle günlerdeyiz ki bize göre millet olmak aslında hiçbişey paylaşmamak demekmiş meğer. Utanıyorum. 
Nasıl günler ki bunlar, an'ı yaşamaktan öte olmuş an'ı başkalarına göstermek. Gidilen yerler daha oturmadan paylaşılır olmuş, görsünler, duysunlar diye. Yediğini, içtiğini  önce göstermek, sonra yemek makbul olmuş. 
Eskiden annem bize sokakta ekmek bile yedirmezdi. Ayıp olur derdi,  alan var alamayan var. Ekmek için!
Daha fazla uzatmayayım. Allah bize 'millet' olabilmeyi nasip etsin. 
 
 
0 Yorumlar